Kategori arşivi: Bu günün kırıntıları

Bilimsel düşler

Bu günlerde inandırıcılık kavramına fena kafayı taktım. Nedense “hayal” , “saçma” gibi kelimeler üzerine gitmek istiyorum bu günlerde. Bu kelimelerden yola çıkarak kendi dünyalarımıza dokunmak istiyorum bir şekilde. Neden mi? Belki sadece kendimi tatmin için. Size zararı var mı?…

Bu yazıyı okumak için yeterli vaktin yoksa veya okuma tembeliysen en son satırı oku!

Bilimsel düşler yazısına devam et

Kurgulanmış bilimin ekrandan yansıması ve hayalgücü

25 Eylül 2009’da dünya sinemalarıyla aynı anda ülkemizde gösterime giren bir film surrogates. Son derece çarpıcı konusuyla izleyicisini adeta psikolojik bir girdaba sokmayı başarmıştı. En azından beni! İzlediniz mi bilmiyorum ancak izlemediyseniz tavsiye ederim. Konusunu burada okuyabilirsiniz.

Bilimkurgu tarzı filmleri gerçeğe aykırı bulanlardan mısınız? Eğer öyleyseniz söyler misiniz gerçek nedir? Etrafta dokunduğunuz, gördüğünüz, konuştuğunuz insanlar, duvarlar, ağaçlar mı gerçek?

Yoksa aklınızda ürettiğiniz hayalinizden ortaya çıkan yansımalar mı?

 

Kurgulanmış bilimin ekrandan yansıması ve hayalgücü yazısına devam et

İsteseniz de istemeseniz de(dokunuşlar)…

Hayat nehrinin kenarında duruyorsun. O akıp geçiyor ve sen bakıyorsun. Kayalara çarpan dalgalarından yüzüne sıçrayan suların çekici serinliğini, ferahlığını hissederken o temiz ve insanı rahatlatan, nemli havasını soluyorsun. Mümkün mü yaşamın kıyısında durup ona öylece bakmak?…

İsteseniz de istemeseniz de(dokunuşlar)… yazısına devam et

İp cambazı!

 

ip-cambaziBir tarihte doğuyoruz. Bize biçilmiş bir rolde. Falancanın kızı, oğlu. Sonra gelişiyoruz, büyümeye başlıyoruz. Bu süreçte hissetmeye başlıyoruz. Hislerimize tepki vermeyi anne karnında öğreniyoruz. Ya da genlerimizde taşınan bilgilerle zaten bildiklerimizi anımsamaya başlıyoruz…

İp cambazı! yazısına devam et

Penceremden: Sanat, sanatçı

“Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu!” – W. Shakespeare / Hamlet.

Bir sahne oyunundan en akılda kalıcı, vurucu cümleler bunlar. Bir sanat eserini ölümsüzleştiren bir cümle değil yalnızca. Aynı zamanda izleyicinin, dinleyicinin, okuyucunun yani oluşturucusu tarafından hedef alınan, iletişim kurulmak istenen diğerlerinin düşüncelerine de ışık tutan, yansıtan ve hatta çoğu kez gözünü kamaştıran bir ayna bir köprü…

Penceremden: Sanat, sanatçı yazısına devam et

Çocukça

 

“Her 23 Nisan’da bize çocuk olmanın mutluluğunu yaşatan atamız nur içinde yatsın. Her yıl bir kez daha ne kadar akıllı ve ileri görüşlü üstün bir lider olduğunu anımsatıyor. Dünyaya bir çocuk kadar saf ve temiz bakabilmek çoktandır unuttuğumuz bir meziyet. Öyle ki bir spor karşılaşmasının sonucunu dahi “sporu kirleten” cümlelerle kutlar olduk. Hepimizin çocuk olduğu bu güzel günün anlam ve önemini sanırım aşağıdaki fotoğraftan daha iyi ifade eden bir başka fotoğraf yoktur.”

Çocukça yazısına devam et

Utanç günü: Sivas katliamı

Türkiye’de bir korku filmi çekilse ve adı “Sivas katliamı” olsa bundan daha fazla korku veremezdi eminim. Çünkü gerçek hayatta adaletin çöktüğü, adalete güvenin kalmadığı, faillere “zaman aşımı” adı altında dokunulmadığı bir gerçek hayattaki korku ve utancı hiç bir film hissettiremez zannediyorum…

Utanç günü: Sivas katliamı yazısına devam et