İçeriğe geç

Kategori: Düz yazı

İyi, kötü, güzel, çirkin

Sessizlik, sabahın ilk ışıklarında duyduğum ilk şeydi gözlerime yansımadan önce penceremdeki ışık. Usulca bir tebessüm kapladı benliğimi yatağımı sarsarak dönerken diğer tarafa uyku sersemi bedenim. Diğer taraf nispeten daha karanlıktı ama daha güzeldi o an için. Açıkça kovuyordum beklediğim zamandan önce gelen ışığı göz kapaklarımdan. Bu beyhude çırpınış işe yaramış olacak ki kapandı gözlerim ve tüm beyhudelik yitirdi anlamını. Ya da anlamı sonradan kavuştu öz benliğine; aslında öncesinin bir yanılsama olduğunu kabullenerek zihnimin kıvrımları…

Herbiri birer Anka!

Bu sabah yine internetten okuduğum, paylaşım sitelerinde gördüğüm şehit haberleri üzerine hislerimi anlatmak için yazdım bu satırları. Sürç-i lisan ettiysem affola! 

Masallara inanır mısınız? Yada şöyle sorayım. Halen masallara inanır mısınız? Çoğunuzun cevabının hayır olduğuna eminim. Ama inanın! Masallar gerçektir! Kırmızı başlıklı kız masalında kırmızı başlığıyla temsil edilen kızın masumiyeti, kötü kabul edilen kurtların mevcudiyeti kadar gerçektir. Bu noktada asıl inanılası olmayan şey bir insanın, sadece varolmak, beslenmek amacıyla avlanan bir kurt gibi kötü kalpli olabileceğidir aslında. Asıl akıl almaz olan budur…

Ne mutlu gençlik, ilim, sanat ve sporla anılan büyük önderlere!

19 Mayıs 1919… Samsun’da güneş yeniden doğuyor… Çetin bir yolculuğun başlangıcı… Bir lideri lider yapan şey ileri görüşlülük ise O’nda bu fazlasıyla vardı. Çünkü kurumuş topraklarda geleceği şekillendirecek tap taze fidanların önemini herkesten iyi biliyordu. Köhne duvarların ardından karanlık odaya süzülen ışık gibi ilerliyordu. Kendinden emin, kararlı ve dimdik!… 19 Mayıs 1919… Samsun’da güneş yeniden doğuyor…