Masalsı bir yaşam için şiirsel güller ekin

Renk renk olsun her yer,

Buram buram gül koksun…

İşim bilgisayarlarla uğraşmak. Onların sorunlarını dinleyip çözümler bulmaya çalışmak. Kimi zaman bir doktor edasıyla yaklaşıp daha iyi olmaları için çalışmak. Bu nedenle internetten ve getirdiklerinden kopamıyorum. Bunlardan kopmak hepimiz için kolay değil. Çünkü hayatı Internet üzerinden takip eder olduk. İşimizi yaparken; diyelim ki bir bilgisayara program yüklerken ya da bir mail gönderirken şöyle arkamıza yaslanıp bir haber ya da makaleye göz atıveriyoruz çoğu kez.

Şiir
Görsel kaynağı için üzerine tıklayın

İşte az önce böyle bir durumdayken Hürriyet gazetesinin web sayfasında şiir ile ilgili  Doğan Hızlan’ın bir yazısını okudum. Yazan çok, okuyan yok başlıklı yazısından anladıklarım hiç de yabana atılacak şeyler değil. Bu ne  denle önerim yazıyı okuduktan sonra şu an okumakta olsuğunuz satırlarıma devam etmeniz olacak. İşte bu yüzden şimdi bir kez daha linkini veriyorum bu yazının: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17719294.asp

Yazıyı okuduğunuzu var sayarak devam ediyorum. Ne demiş Aziz Nesin: Türkiye’de her üç kişiden dördü şairdir. Aklı olan, birazcık çevresine bakıp görebilen her kişinin varabileceği bir noktaya değinmiş. Hangimizin annesi, babası birbirine şiir yazmamıştır? Güzel buldukları, durumlarını dile getiren şiirleri gençlik yıllarında paylaşmamıştır. Kesinlikle doğru. Ve bu doğru kadar doğru olan bir konu işte sayın Doğan Hızlan’ın değindiği konu. Onca şairimiz var ama şiir kitaplarımız satmıyor.  Şiir kitabı almayı mı yediremiyoruz kendimize yoksa biz alacağımız kitaplardaki şairlerin şiirlerine mi tenezzül etmiyoruz? Çok mu zor beğeniyoruz? Çok mu gururluyuz yoksa artık “bana faydası yok ise neden alayım, destekliyeyim” mi diyoruz içten içe. Öyleyse ne fena! Oyumuzu neden bir çuval şekere verdiğimizi açıklıyor bu durum. Yok yok merak etmeyin bu tür konular haddim değil herkesin bir bildiği vardır elbet ama şiir ile ilgili yazılanları okuduğumda içime işledi doğrusu. Kendime sorduğumda yanıtı bulamadım. Madem seviyorum şiiri, şarkıyı, çiçeği, böceği o halde neden bu tür kitaplar almıyorum. Macera, gerilim romanı okuya okuya gerdik kendimizi. Tarih kitabı desen gerekli o da her şey gibi ama şiir bir başka. Mutlaka her evde bulunmalı. Sevgiliyi kırdığında okunmalı,  sevgili seni kırdığında okunmalı, duyguya duygu katılmalı. Ancak böyle görülür güzellikler ve ancak böyle aşılır çirkinlikler.

Ne ekersen onu biçersin başka şey değil. O halde eksikliklerimizi görüp bunlardan hisse çıkartmakta fayda var.  Benim hissettiklerimi çok yüksek bir ihtimalle bir başkası da hissetmiş ve benim dile getiremediğim bir şekilde eminim ki dile getirmiştir. O halde içimizdeki güzelliklere güzellik katmak için bence alınıp okunmalı sevgi kitapları. Söylenmeli sevgi şarkıları.

Şiirsiz bir yaşamın eksikliğini duyuyorum, gelin masalsı bir yaşam için şiirsel güller ekelim…

Bu konuda bir fikriniz mi var?

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.