Değişiklik iyidir, İnanın!

Hiç terk edildiğiniz oldu mu? Umursanmadığınız, ya da umursandığınız ama bunun size gösterilmediği anlar?…

 

Değişiklik iyidir, İNANIN!

 

Hiç terk edildiğiniz oldu mu? Umursanmadığınız, ya da umursandığınız ama bunun size gösterilmediği anlar?…

Olmuştur tabi, herkes bir gün bir şeylere terk edilmiştir mutlaka. Herkes bir gün umursanmamıştır muhakkak ve herkes bir gün umursandığı halde umursanmamışcasına terk edilmiştir kendine. Ya da …

Böyle zamanlarda ne yapmak gerekir? Kendinizi terk edilmiş hissettiğinizde! Birileri yada biri sizi kendinize bırakdığında ne yaparsınız? Yani sizi kendinize, kendi düşüncelerinize, kendi sorularınıza terk ettiğinde! Galiba pek farklı cevapları var bu soruların da. Ama insanın içindeki ışığı sürekli açık bırakması galiba en önemlisi. Peki ama bu nasıl yapılır? Sanırım bir şeyleri değiştirerek. Bazen değişiklik iyidir…

Bu pazar günü ben de saçlarımı değiştirdim. Saçlarımı arkadan tutuverdim ve bir makas darbesiyle kesiverdim. Ardından elimde kalan saçlarıma bakıverdim bir süre. Bir yandan hayallerin bitişi gibi geldi bana. Ama bir yandan da yenilerinin geleceğinin habercisiydi aslında. Yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi kısaldı saçlarım. Saçlarım gibi ömrüm de kısaldı, hayallerim de kısaldı. Mesela artık birini sevmek gibi bir hayalim yok. Çünkü gördüm ki sevince parça parça oluveriyorsun ve parça parça ediyorsun. Yalan! Koca bir yalan! Hem de kuyruklusundan. Sevince insan oluyorsun…

Yine de yeni saçlar çıkıyor tabiki, kısalar uzuyor zamanla ve tüm bunlar gösteriyor ki bir gün gerçek aşkı bulacağım aradığım buysa. O gökyüzünde bile olsa uzanıp dokunacağım saçlarına. Kapatmayacak kapıyı suratıma, bunun yerine beni içeri alacak ve daha yakınına çekerek yardım edecek tek olmamıza…

Dün gece yine ağladım. Yine ıslandı yastığım. Ama biliyor musunuz bu benim kendi duamın ürünü büyük olasılıkla. Çünkü “göz yaşlarımız kurumasın” demiştim bir şarkımda. İnsan olduğum ve insanca olan bu duyguları yaşayabildiğim, hayaller kurabildiğim, gerektiğinde içki şişeleri ardına gizlenmeyecek gücü kendimde bulabildiğim, ezan sesini duyduğumda(aynı şey bir kilise çanı için de olabilirdi, ya da PAN’ın flütü!) şükredebildiğim ve gerçekten ama gerçekten de “aşka inandığım” için mutlu ve de gururluyum…

İnanıyorum(!)…

03.Temmuz.2006 İsmail KAYA

Bu konuda bir fikriniz mi var?

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.