“Gölgelerdeki mavi ışık demetleri
dans ediyor sanki her biri bir peri…”
Düşler görülmek ister...
“Gölgelerdeki mavi ışık demetleri
dans ediyor sanki her biri bir peri…”
Regaib Kandili, Regâib, arapça bir kelimedir ve “reğa-be” kökünden gelmektedir. “Reğa-be”, kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. “Reğîb” kelimesi ise, “reğabe”‘den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, “reğîbe”dir. “Reğîbe”nin çoğulu da “reğâib” dir. Kelime olarak “Regâib”in aslı budur. – Alıntı kaynağı için burayı tıklayın
İlham olmak, ilham almak…
İlkbahar yağmurları ile yazılmış bir şiirimsi. İtiraf etmeliyim ki Jazz dinlerken yağmuru ve otobüsün camında parıldayan gecenin ışıklarını izlemek ap ayrı bir duygu. Pek hoş zamanlar geçirmiyoruz maalesef ülkece ama neyse ki içimizde bizi insan yapan duyguları da yitirmediğimizi gösteriyor hala şiirler okuyabilip şarkılar dinleyebilmek. Dilerim kimse yüreğindeki şiiri kaybetmez ve kaybedenler ise buluverir ap ansızın yüreğinin derinliklerinde. Bu da bir umut işte…Şimdi gelelim basit bir iki kelimeyle şiirimsimize…
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü bir anma, bir farkındalık günüdür. Geçmişte yaşanmış tatsız, acı olaylardan ortaya çıkmış bir anlayış, kavrayış günüdür. Bu günün anlamını ifade eder mi emin değilim. Ancak sözlerimi izninizle ileteceğim…
Tüm sözlerin anlamını yitirdiği anlar vardır. Acıdır ki ne kadar tekrarlanır oldu o anlar. Ne kadar çabuk anlamsızlaşıyor zamanlar. Perde perde inan siyah renkte acıları dilerim ki dağıtsın dualar yerde gökte ve ötesinde. Dilerim ki dinsin bu acılar bir an önce! Rabbim sabırlar versin acı çeken tüm yüreklere…#Ankara, #an-kara
IT çalışanları son dakika golü yemekten hoşlanmazlar! Bırakın onları, hiç kimse son dakika golü yemekten hoşlanmaz. Aslında bu gibi durumlar buradaki adreste oldukça güzel anlatılmış ama bir de ben örneklerle açıklamak istedim. Düşünseniz; şirkette işinizi bitirdiniz, çıkışta arkadaşlarla sözleştiniz ve bunun verdiği heyecanla toparlanmaktasınız. Birden masanızın telefonu acı acı çalıyor…
Değişen pek bir şey olmamış gibi görünüyor.
Ortalıkta küfürler yağdıranlar, kavga edenler, savaşlar çıkartanlar tüm hünerlerini sergilerken insanları barışa, kardeşliğe, sevgiye çağıranlar, sevgilerini yaşamaktan çekinmeyenler dışlanıyor, çok kötü bir şey yapıyormuş gibi yansıtılıyorlar. Bir otobüste kazara sevgilinize, eşinize sarılmayagörün en tehlikeli yaratık olarak görülürsünüz hâlâ…
Gün doğarken ufukta penceremde hafif bir kıpırtı rüzgar yavaşça içeriye sokulmakta ve sessizce dans ederken gün ışığında toz zerreleri dudaklarımda akşamdan kalma bir tad yerini…
Yetersiz… Hiç bir sözün yeterince yetmediği diyarlardan düşmüştü aşk sanki. Bu yüzden olsa gerekti kelimelerimin kifayetsizliği. Ya da bu yüzden kifayetsizdim aşk bürümüşken benliğimi. Tıslayan…