Bazen yazdığım bir kaç satırlık doğaçlamaya görsel ararken bir başka görselle karşılaşıyorum. Ardından başka cümleler beliriveriyor zihnimde. Sanırım yol oluyoruz peşin sıra birbirimize. Öyle ki…
Düşler görülmek ister...
Bazen yazdığım bir kaç satırlık doğaçlamaya görsel ararken bir başka görselle karşılaşıyorum. Ardından başka cümleler beliriveriyor zihnimde. Sanırım yol oluyoruz peşin sıra birbirimize. Öyle ki…
18 Şubat 2015 de yazdığım küçük bir yazı.
Çok uzun zamandır bunun gerçekleşmesini bekliyorduk. Yollarda neredeyse ecel terleri döküyorduk. Özellikle yaz dönemlerinde yapış yapış, vıcık vıcık, neredeyse üst üste yapılan yolculuklar mı dersiniz; yol cengaverlerinin yolculara ağalık, paşalık taslayıp köle muamelesi yaptığı zamanlardan mı bahsedersiniz. Sonuçta bu yolculuğa uzun süre katlanan hemen herkesin çocuklarına anlatacağı hikayeleri vardır…
Hüzün nedir? Nasıl bir şeydir?
Nasıl girer insanın içine?
Nasıl kök salar hücrelerinde?
Nasıl yutar mavi göğün parıltılarını?
…
Gitmek istediklerinde tutamadıklarımızdır onlar
ve sonra hasretle dönüşlerini beklediklerimiz..
Her şeyden önce bir insan ve vatandaş olarak düşünme ve düşündüklerini dile getirme hakkıma dayanarak konu hakkındaki naçizane fikirlerimi yazmak istedim.
Bu devirde kadın olmanın zorluklarını görüp anlayabilmek için kadın olmaya hiç gerek yok. Biraz empatiyle kadınlarımızın yaşadığı zorlukları, sıkıntıları görmek mümkün. Bu gün hala “eğitim” konusu bile başlı başına bir sıkıntıyken zaten ne söylense boşuna oluyor. Evet; eğitimsiz, ataerkil bir yaşam biçiminin getirileri ve götürülerini yaşamakta zamanımızın kadınları ve elbette biz erkekleri…
Karışık görünen her şeyin aslında kendine özgü bir düzeni vardır bazen ihtiyacımız olan tek şey doğru bakış açısı için,biraz uzaklaşmaktır. İ.Kaya 7.2.2015 10:40
Hayat çok zor. Giderek de zorlaşıyor sanki. Giderek daha ağır acılar yaşanıyor. Kalp daha fazla ağırlaşıyor… Çocukluğumuzun o anlamsız gelen mutluluklarını unutur olduk. anlamsız gelen diyorum ama bakmayın, aslında en anlamlı en değerli mutluluklar belkide. Beklentisiz. Belki görülen bir renge dair mutluluk. Bir tahta parçasına belki, basit bir oyuncağa…
Çok geçmedi göğün aydınlanmasının üzerinden. Hemen karartıverdiler sanki gün görmemeliymiş gibi insanlık. Kendi insanlarınaydı en büyük eziyetleri haykırılan zılgıt zılgıt…