Tutkuyla yapılan her iş kendisini belli ediyor. Başarılı fırça darbeleri, iyi seçilmiş renk tonları…Resimden pek anlamam ama gördüklerim beni bir şiir daha yazmaya itti.
Düşler görülmek ister...
Tutkuyla yapılan her iş kendisini belli ediyor. Başarılı fırça darbeleri, iyi seçilmiş renk tonları…Resimden pek anlamam ama gördüklerim beni bir şiir daha yazmaya itti.
Sanat; hayatı yaşamanın ve yaşadığın hayatta gördüklerini anlatmanın en güzel yolu bence. Burada göreceğiniz resim beni oldukça etkiledi. İlk aklıma gelen dondurulmuş bir film karesine bakmakta olduğum olmuştu. Buradan sonrası kendiliğinden oldu…
Siyah beyaz bir film şeridi gibi aklımdasın,
senin dışında kalan her şey siyah ve yıpranmış…
Bol kırmızılı bir resim ve aşka dair anımsattıklarının satırlara yansıması…
Bir resime bakıyorsunuz ve hayalinizde bir sahne canlanıyor. Resimdeki iki karaktere dair. Ve bu sahneyi dile getiren bir kaç satır dökülüyor parmaklarınızdan…
Daha önce mektubu yazan sevgilinin gözünden okuduğumuz şiire bu kez yanıt yazacak olanın yerine koyuyoruz kendimizi. Heyecanla sevgilisinin mektubuna yanıt yazmaya çalışan aşık kadın ya da aşık erkek…Tabii ki yine bir resimden ilhamla…
Aşkından mektup almış genç bir kadın, kırlara uzanmış okumakta…Yine bir resim ve üzerine yazılmış bir şiir. Ancak bu şiir mektubu okuyan değil de yazan aşığın gözünden bakarak yazılmaya çalışılmış.
“Mücevher gibi parıldarken
İsmail KAYA
Ay engin gökte ışıldarken
Vakit su gibi akıp giderken
İçimdeki yolun yolcusuyum.”