“Buz dağının kralı aldı eline asasını,
İsmail KAYA
davet etti öfke diyarının efradını,”…
Düşler görülmek ister...
“Buz dağının kralı aldı eline asasını,
İsmail KAYA
davet etti öfke diyarının efradını,”…
Bir yerlerde tüm bu karanlığı aydınlatacak bir ışık olmalı! Bir yerlerde tüm geceleri aydınlatacak bir güneş doğmalı! Bir yerlerde tüm gözyaşlarını dindirecek mutluluk olmalı! #İnsanlıkİçinDuaEt…
“Mavi bir kubbeyle çevrilmişti düşlerim…”
İsmail KAYA
Martılar gibi olabilir mi mutluluklar? Çığlık çığlık…
Yo hayır! Aşkın tanımını yapmak haddim değil. Çünkü zaten tanımı herkes için değişebilir. Tarifsiz bir duygu olduğunda ise sanırım hemen herkes benimle hemfikirdir…Bu, bu yazdıklarım, nasıl desem?!… aşka dair…
“Zaman kırılıyor ince bir çizgi gibi
dağılıyor tüm belirsizlikler bir sis gibi…”
Gece ile gündüz arasındaki bağ kalktığındaNe kalır geriye asıl olandan başkaYere ve suya hükmüyle birleşir yollarDönen zaman dahi durur sonunda.Bir balık gibi yüzdüğün sulardaDalgalar seni…
Bir balığım, gözlerin de O takıldığım ağlar Çırpınırken (ben) ellerinde Mavi denizler ağlar. İsmail KAYA 19.05.2016 10:00 Görsel kaynağı için burayı tıklayın.
Bir ulusunun kaderinin belirlendiği tarihtir 19 Mayıs. Bir yolculuğun nihayetinde yeni bir yolculuğun başladığı tarihtir. Kurtuluş yolculuğunun başlangıcıdır 19 Mayıs… 19 Mayıs Atatürk’ü anma, gençlik…
Evren mucizelerle dolu. Bazen oturup gün ışığında süzülen toz zerreciklerinin dansına takılıyor gözlerim. Dönüşlerinde bile öylesine muazzamlıklar hissediliyor ki. Gelişigüzel mi dönüyorlar diye soruyorum kendime. Açıkçası inanmıyorum kendime verdiğim cevaba. Hayır diyorum, gelişigüzel olamaz. Tıpkı gözlerindeki parıltı gibi toz zerreciklerinin de dönüşünde bir ihtişam var. Kendine özgü. Evrenin merkezi zannederken insan kendini, gözlerini gördüğünde boşluğa düşüveriyor sanki. Başka pek çoklarına da oluyordur eminim. Hayır efendim; toz zerrecikleri mavi bir büyünün etkisinde olmalı…sonsuzluğa giden.