“Tozdan bir zerre gibi durdum karşında
İsmail KAYA “Bir çiğ tanesi”
her yerdeydim ve hiç bir yerde aslında…”
Düşler görülmek ister...
“Tozdan bir zerre gibi durdum karşında
İsmail KAYA “Bir çiğ tanesi”
her yerdeydim ve hiç bir yerde aslında…”
“Maskeler… Onları taşıma maharetimizdir bizi eşsiz kılan.”
İsmail KAYA “Maskeler”
“Kızıl dudaklarında durmuş zaman
İsmail KAYA
Tükenirken nefesim an be an…”
“Merhaba ipek saçlı ejderha,
İsmail KAYA “Mavinin yedi tonu”
taç yapraklı güneş ılık rüzgar merhaba,”
“Sessizce savrulan bir yaprak gibi
İsmail KAYA
kıvrılarak düşüyor toprağa bedeni
biliyor nice çiçekler açacak bu topraklarda
vatan sağolsun derken tükeniyor nefesi…”
“Tılsımlı baharları olur kır çiçeklerinin,
İsmail KAYA
Yağmurları bekleyen zamanlarındayım mevsiminin…”
“Bir adam var
İsmail KAYA
gözleri çakmak çakmak”
Yollar var önümde,
İsmail KAYA
Uçsuz bucaksız yollar,
Gün doğumundan gün batımına,
Yollar var önümde…
“Bir kütüphanede tozlar içinde yıllardır
İsmail KAYA
El değmemiş bir kitap gibi hissediyordu kendini.
Sağından solundan çekilip alınırken diğerleri
Bilselerdi keşke yapraklarında ne mucizeler gizliydi…”
Bu sabah yine internetten okuduğum, paylaşım sitelerinde gördüğüm şehit haberleri üzerine hislerimi anlatmak için yazdım bu satırları. Sürç-i lisan ettiysem affola!
Masallara inanır mısınız? Yada şöyle sorayım. Halen masallara inanır mısınız? Çoğunuzun cevabının hayır olduğuna eminim. Ama inanın! Masallar gerçektir! Kırmızı başlıklı kız masalında kırmızı başlığıyla temsil edilen kızın masumiyeti, kötü kabul edilen kurtların mevcudiyeti kadar gerçektir. Bu noktada asıl inanılası olmayan şey bir insanın, sadece varolmak, beslenmek amacıyla avlanan bir kurt gibi kötü kalpli olabileceğidir aslında. Asıl akıl almaz olan budur…